Aralık, 2019’da Çin’in Wuhan kentinde başlayıp tüm dünyayı etkisi altına alan covid-19 salgını, birçok insanın hayatını kaybetmesine, hayatta kalanların çeşitli sağlık sorunlarının tetiklenmesine, yakın kaybı, ekonomik kayıplar ve iş kaybı, sağlık hakkına ulaşmakta aksamalar yaşanması, bir araya gelişlerin, sosyal alanların ve sosyal ilişkilerin mesafelenmesi, belirsizlik ve belki de en çok önlenebilir ölümlerin yaşanmasının etkisi gibi birçok sebeple ruhsal sorunların da artımasına neden olabilmektedir. Bütün dünyanın birlikte içinden geçtiği süreğen bir travma yaratması nedeniyle de kimi bireylerde uykuda bekleyen ruhsal sorunlar uyanmış ya da var olan problemlerin yoğunluğunu da artırmıştır. Bu süreç içerisinde ruh sağlığı alanında bir yöntem olarak online terapi sistemlerine geçişlerde de artış olmuştur. Online terapi, içerisinde çeşitli kısıtlılıklar barındırmasına rağmen, yardım ve destek arayışında olan kişilerin bu yardıma ulaşmasını kolaylaştırıcı bir alan oluşturmaktadır.
Salgın sürecinde sağlık hakkına erişimde yaşanan adaletsizlikler, aşılanma sürecinde yaşanan aksaklıklar sürecin daha da uzamasına dolayısıyla gerilimlerin de katlanarak artmasına neden olmaktadır. Bu süreçte umutsuzluk, çaresizlik, endişe hali, bunalma, boşluk hisleri gibi duygusal deneyimlerin yoğunluğunda da artışlar olabilmektedir. Böyle sorunlar kaygı kaynağı ve belirsizlik süreğenlik gösterdiğinde, gittikçe şiddetli boyutlara ulaşabilmektedir. Bu nedenle ruhsal desteğe ihtiyaç duymaya başlayan bireyler vakit kaybeden profesyonel bir yardıma başvurmalıdır.
Şartlar nedeniyle yüz yüze terapi uygulanamadığı, devam edilemediği durumlarda uygulanan online terapinin de tıpkı yüz yüzede olduğu bazı ilkeleri bulunmaktadır. Psikoterapist ve hasta arasında belirlenen zaman diliminde görüşülmekte olup seanslar bu zaman diliminde vaktinde başlayıp vaktinde bitirilmektedir. Uygun görüşme ortamının oluşturulması her iki tarafın da sorumluluğundadır. Mümkünse kişinin sessiz, görüşme sırasında dış etkenler tarafından bölünmeyeceği, rahat konuşabileceği, internet bağlantısının görüşmeyi sürdürebilecek düzeyde olması gibi koşullar gerekmektedir. Bazen bu koşullarda aksaklık olabilmekte, bunun olası alternatifleri psikoterapist ve hastanın birlikte karar vereceği bir şekilde yeniden düzenlenmektedir. Örneğin; seansın belli bir aşaması tamamlandıktan sonra internet bağlantısında o an gelişen bir sorun nedeniyle online devam edilememesi ve kalan zaman için telefonda devam edilmesi gibi. Ancak tüm bunlar keyfiyetle değiştirilebilecek bir karar değil, psikoterapist ve hastanın birlikte anlaşmaya vardığı çerçeve doğrultusunda gerçekleşmektedir. Bu nedenle bazı kuruluşların “terapistinize istediğiniz an ulaşın, terapistinizle mesajlaşarak seanslarınızı yapın, terapiniz siz istediğiniz an cebinize gelsin” şeklindeki uygulamaları süreci olumsuzlaştırabilecek etkilere sahiptir. Bir psikoterapi, psikoterapist ve hastanın birlikte anlaştığı seans saatinde, seans süresi boyunca düzenli ve belirli kurallar çerçevesinde mümkün olduğunca sabit yürütülmesi uygun olan bir çalışmadır.
İlk kez online terapiye başvuracak kişiler, yardım alacakları psikoterapisti mümkünse yaşadığı şehir içinden seçmesi daha uygun olacaktır. İleride uygun koşullar oluştuğunda yüz yüzeye geçmenin uygun olacağı göz önünde bulundurulmalıdır. Çünkü zorunlu haller (yaşanılan yerde psikoterapist olmaması, yaşanılan yerde kişinin konuştuğu dilde psikoterapist bulamaması, fiziksel bir hastalığın devreye girmesi, ülke değiştirmek durumunda kalmak vs) dışında, çoğu psikoterapist, psikoterapi çalışması için yüz yüze seçeceğini daha uygun bulmaktadır.
Hiç bilmediğiniz bir sürece daha önceden tanımıyor olduğunuz biriyle yüz yüze gelmeden, bir bilgisayar ya da telefon ekranından karşılacak olmak sizi kaygılandırıyor ve başvuruda bulunmanıza engel oluşturuyor olabilir. Ancak psikoterapistiniz, yaşayabileceğiniz olası kaygılarla ilgili bir öngörü içerisinde, sizi anlayışla karşılayacak ve yardımcı olacaktır.